Her Mevsim Bir Başka Güzel
Bitmeyen bir aşkın başladığı yer...

Köyümüz

Bir fırtınaya tutulmuş gibi sırılsıklam Kurtbelinden Ege’ye akıyorum şimdi…

 

Giresun’un en güzel, en sıcak ve birlik, beraberliğin ve sevginin sembolü: “Egeköy”

 

Sis dağının eteklerinden Çanakçı vadisine uzanan bir coğrafyada selam alır verir gidip gelenlerine. Yemyeşil örtüsü ve bölgesine has özellikler ile hemen fark ettirir kendisini.

Çanakçı bölgesinin en eski köylerinin başında gelir. Tarihini irdelediğinizde de Osmanlı salnamelerinde sık ısk adı geçen yerleşik kültürde öenmli bir kaynağa sahiptir. Geçmişten bu yana bünyesinde barındırdığı vakıf ve medreseler ise en önemli özelliğidir. Medrese diyip gelip geçmemek gerek zira medrese günümüzün yüksekokulları ile eşdeğerdir. Müderris Osman Efendinin ön ayak olup, ahalinin de destek vererek yaptırdığı Egeköyündeki “Darülhadis” medresesinin burada eğitim verdiği halen kayıtlarda da mevcuttur.

Kesme taşlardan yapılan çeşmeler, tarihi dibek taşı ve eski evler köyün geçmişi hakkında ciddi fikirler vermektedir. Egeköyü bağlı olduğu Çanakçı’ya ayak yolu tabir edilebilecek mesafededir ancak o kadar geniş bir coğrafyaya sahiptir ki bir ucu sis dağının yamaçlarına kadar da uzanmaktadır.

Köyümüzün bir başka özelliği de ülke adına yapılan savaşların her döneminde mutlaka o savaşlarda bir Egeli var olup İstiklal savaşı, Kafkas cephesi, Kore savaşı, Kıbrıs Barış Harekatı gibi mücadelelerde şehit ve gazilerimiz olmuş, son terör olaylarında da Egeköyü gene şehadetten nasibini almıştır. Bunun yanında da Milis Yarbay Topal Osman Ağa ve Hüseyin Avni Alparslan komutasındaki Giresun gönüllü alaylarında da Egeköyü gönüllüsü olan vatanseverlerimiz adını tarihe yazdırmışlardır.

Köyde eğitim veren ilkokul merkezi taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılmış olup halen mevcudiyetini korumaktadır.

Egeköy’de geleneksel tarım yapılmaktadır. Özellikle çay ve fındık halen temel değerdir ancak gurbetçiliğin egemen olduğu köyümüzde de diğer bağ, bahçe, tarla ve hayvancılık tarımı artık önemini yitirmiş olup sayıları az olsa da balcılık yapan köylülerimiz vardır.

Geniş coğrafyasına uygun olarak çok geniş bir aile yelpazemiz vardır. Bu aileler Ege, Beküşlü, Kırıklı, Harmangıranı, Deregözü, Şıhlı, Dalmanlı, Boztoprak gibi mahallelerde ikamet etmektedir. Köyün kendine has mevkileri en az kendisi kadar önemli olup kültürel bir misyonunda ta kendisidir.

Bugün Egeköyü denildiğinde Zıva bölgesine sınır olan Kurtbeli, Evliyakıranı, Domuzçorağı, Çöllen, Yasi Gölü, Karanlık Göl, Koca Kayası, Çıtlı Suyu, Karakız Değirmeni, Toklu Kıranı, Emiroğlu Kalesi, Domuz Tepesi, Emino Kalesi ilk akla gelen mevkilerdir ve her egeköylünün buralarda mutlaka hatıraları saklıdır. Bilmeyenlere Egeköyünün adı çok ilginç gelmektedir. Aslında eski adı Taş Dikmen olan köyün adı daha sonra Ege olarak kayda geçmiştir. Bunun da sebebi askerliğini bahriyeli olarak yapan bir gencin görev yaptığı askerdeki geminin adıdır.

Gurbetçi oranı oldukça fazla olan Ege’nin en önemli kazanımlarından biri İstanbul Zeytinburnu ilçesinde kurulan “Egeköy Derneği”dir. Sıla ve gurbet arasında harika bir köprü kuran derneğimiz köy insanlarının birbirinden kopmaması, gelecek nesillerin birbirinden uzaklaşmadan kaynaşması adına çok önemli bir misyonu üstlenmekte olup, köyleri adına atılacak her adımın da takipçileri olma anlamında birer gönüllü olmuşlardır.

Egeköyünün bariz özelliklerinden biri de dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar geleneksel çepni kültürünü hep muhafaza etmeleridir. Tam bir çepni köyü olan Ege, gerek yaylacılık, gerek köy içi yaşamında bunun en güzel örneğini sunup yaşamaktadırlar.

Bilmeyenlere Ege’yi şöyle tarif edin, Karınca Kalesinden ona baktığınızda sis dağının eteklerinde mahalleleri ile birer balık sırtı gibidir. Yeşilin bütün tonlarının hakim olduğu kimi yerde balta girmemiş ormanları, kimi yerde uçsuz bucaksız fındık ve çay bahçeleri ile karşılar sizi. Buz gibi nefes kesen suları, halen gürül gürül akan dereleri. O dereler ki bütün köyün ortak paydası olup değirmenleri, gölleri ile inanılmaz birer hatıra yumağıdır.

Örümcek ağı gibi birbirine bağlanan yolları ile bir yanı kente bir yanı dağlara uzanan bir manzume gibidir. Daha da güzel olanı ise bütün kapılar insanlara açıktır, konuk olduğunuzda sizlere ikram edilecek bir darı ekmeği, fırın fasulyesi, pancar çorbası, taflan turşusu, kara üzüm pekmezi ve güler yüzlü insanları mutlaka mevcuttur.

Özünden çok kopmayan Ege’de halen ip ören anneleri, salıncakta sallanan çocukları, bir araya gelinip yapılan sohbetleri, değirmende un öğütmeyi, fırınlarda mahsul kurutmayı ve gölde yüzme gibi deneyimleri halen yaşayabilirsiniz.

Giresun Merkezine ortalama 74, Görele’ye 17 ve bağlı bulunduğu Çanakçı ilçesine 4km mesafededir.